30 Mart 2008 Pazar

CEZAYİR SOKAĞI, GARİPÇE VE RUMELİ FENERİ- 29.03.2008

Bugün' e başlarken hava serin fakat pek bulutlu değildi. Birtaneciğimle, canım kardeşimle Taksim'de buluşup önce ne zamandır görmeyi istediğim Cezayir sokağını gezdik, dolaşırken artık tâkatimin kalmadığını hissettim. Anladımki ben 1 saat bile gecikmelide olsa aç kalamıyormuşum. Hemen öğle yemeğimizi yemek için kendimizi en yakın restauranta attık. Eski enerjim yerine geldiğinde hadi bitaneciğim gezmeye devam, varmısın diye sordum. Evet yanıtını alınca saatin ilerlemiş olmasına bile aldırmadan yeniden yola koyulduk.



Önce Taksim'den Sarıyer' e geçip Sarıyer Muhallebicisi'nde tatlılarımızı yedik. Daha sonra Rumeli Feneri'ne gittik. Tabîî bu süreçte havada iyice kapatmış, bulutların rengi suya yansımış deniz kararmış, hava iyice soğumuştu.. yılmadık uzun ve yeşilliklerle dolu fener yolunun sonunda önce balıkçı kasabası olan şirin mi şirin Garipçe' ye uğradı otobüs. Yolcu indirip yenilerini aldıktan sonra Fener' e kıvrıldı. Aklım Garipçe' de kaldı..



Fener köyünün halkı genellikle Karadenizden göç etmiş yerli halk. Köye bir yabancının girdiğini hemen anlıyorlar ve ona göre davranıyorlar. İnsanları çok içten, çok samimi.. İndiğimiz yerden sadece bir parça denizi görebildik önce. Ortada fener filan yoktu. Yaşlı bir teyzeciğimizin yardımı ile tarihi fenere ulaştık. Yolda bize fenerde ne dilersek gerçekleşeceğini söyledi, bizde sözüne itimat edip bir iki dilekte bulunmayı ihmal etmedik :) Bir kaç fotoğraf çekimi sonrası Bursa' dan gezi için gelmiş olan bir çift ile karşılaştık. Feneri gezmek istiyorlardı. Fener ile ilgilenen bey önde, bizler arkasında içeriye girdik. Fotoğraflarda da gördüğünüz gibi içerisi bir yatır.. Gördüğümde çok şaşırdım. Hiç duymamış ve okumamıştım orada Sarı Saltuk Dede' nin yattığını. Hımm... demekki o yaşlı teyzeciğim doğru söylemiş. Dileğimizi diledik, bu güzellikleri görecek sağlığımız, sıhhatimiz, gücümüz olduğu için duamızı ettik. Tam çıkıyorduk ki, tatlı dilli, güler yüzlü fener görevlisi arkamızdan seslendi. Hemen fenerin dibinde yer alan 2 odalı bir yer vardı. Meğer orası müzeymiş, bize orayı gezdirmek istemiş. Kırarmıyız hiç. 1930 lardan bugüne ne var ne yok ise herşey orjinal şekli ile orada görülmeyi bekliyormuş ... Beyefendi bize her biri için ayrı ayrı bilgi verdi. Kendisi Selanik' ten gelmeymiş, eşi ise halis muhlis Rize'liymiş efendim. Şive olarak karadeniz şivesini kullandığı dikkatimizi çekince, bu köyde hep karadenizliler yaşıyor, eee hanımda Rize'li olunca benimde dilim böyle alıştı diye küçük bir açıklama yaptı bize.. En güzel zamanları Haziran ayıymış, Sıcaktan bunaldığında insanlar püfür püfür esen fenere kaçarlarmış, kışında bir o kadar soğuk olurmuş. Mevsimler her yerden 2 ay önce gelir buraya dedi. Kışımız erken başlar yazımız geç biter...
Ne mutlu size dedik... Yeşilin en güzeli, mavinin en hırçını, balığın en bol bereketlisi,karadeniz ve marmaranın son noktası birbiri ile kaynaştığı huzurun, sakinliğin, samimiyetin ve dostluğun iç içe geçtiği bir mekan ve zamanda yaşıyorsunuz.. Grilerin içinde, yeşilliğe ve mavi suya hasret biz size çok özendik.. İşte böyle dostlar bende birgün hep hayalini kurduğum mavi ve yeşilin bir arada bulunduğu, sonsuz huzuru bulacağım yerde yaşayabilecekmiyim diye hayaller kurarak geçiriyorum günlerimi..
Olur mu dersiniz, hayaller gerçeğe dönüşür mü ?

28 Mart 2008 Cuma

SON DURUM

Canlarım, bilgisayarımda oluşan bir problemden dolayı yorumlarınıza yanıt veremiyorum. Düzelir düzelmez hepinize yazacağım.

Merak etmeyin, iyiyim.

Sevgiler

26 Mart 2008 Çarşamba

TAVUK ÇÖP ŞİŞ - HAYDİ KIZLAR DİYETE ETKİNLİĞİ



Diyette olanlar için salata yanına en güzel yakışan ana yemeklerden biridir çöp şiş... Izgarada yada fırında yapabilme imkanımız olduğundan bende sık sık yapıyorum .
Sevgili Aynur' un daveti üzerine "HAYDİ KIZLAR DİYETE" etkinliğine bende bu tarifimle katılıyorum. Malum bahar geldi, yaz kapıda.. Hepimizin bir parçada olsa diyete ve diyet menülerine ihtiyacı var. Bu etkinlik vesilesi ile yeni yeni diyet yemekleri öğrenmiş olacağız. Düşünüp hayata geçirenlere ve etkinlik ev sahipleri Ayşe, Yaren, Dilek ve Aynur' a teşekkürlerimi iletiyorum.


Malzemeler

  • 750 gr. kuşbaşı doğranmış baget
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1 yemek kaşığı salça
  • Yarım çay bardağı sıvıyağ
  • 3 diş sarmısak
  • 1 çay kaşığı pul biber
  • 1 çay kaşığı karabiber
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 çay kaşığı kekik ve arzu edilen diğer baharatlar
  • Domates
  • Yeşil çarliston veya sivri biber
  • 1 paket çöp şiş

Yapılışı

  • Tavuk, domates ve yeşil biber hariç tüm malzemeyi bir kapta karıştıralım.
  • Etimizi bir gece önceden yada en az 6 saat önceden hazırlanan bu sosa yatırıp, sıkıca agzını kapatıp, streçleyip dolapta bekletelim.
  • Yemeği hazırlayacağımız zaman Domatesleri iri kuşbaşı şeklinde doğrayalım.
  • Yeşil biberlerimizide yıkayıp baş kısmındaki tohumlarını temizleyip aynı büyüklükte doğrayalım.
  • Çöp şişe sırası ile bir tavuk, bir domates, bir biber olarak dizelim.
  • Fırınımızı önceden 150 dereceye ayarlayalım, ısıtalım.
  • Fırın ızgarasına yada aluminyum folyo serilmiş olan fırın tepsisine sıra ile dizerek yaklaşık 30 dk. pişirelim.
  • 30 dk. sonunda etin pişip pişmediğini kontrol edelim.

Yanında bol yeşillikli ve limonlu bir salata ve bir bardak bol köpüklü ayran ile ne de iyi gider değil mi :)

Afiyet olsun.

ARPA ŞEHRİYE ÇORBASI VE YE#32 ETKİNLİĞİ


Bu çorba anneciğimin sıklıkla yaptığı eşimin ve benim çok severek yediğimiz bir çorbadır. Çok lezzetli ve oldukça doyurucu. Yayla çorbasının arpa şehriyeli versiyonu.. Sunumu böyle tencereden yaptığım için kusuruma bakmayın, Etkinlik öncesi yapıp çektiğim için tencerede çekmiştim. Birgün etkinliğine katılacağımı bilseydim çorbamı süsler püsler öyle çıkarırdım karşınıza. Sevgili Lama ' nın ev sahibeliğinde gerçekleşen YE#32 etkinliğine bende bu tarifimle katılıyorum. Sevgili Lama' ya evsahipliği ve yeni çorbaları keşfetmemize vesile olduğu için teşekkürler ve bol başarılar dilerim. Katılan arkadaşlarımızında ellerine sağlık. Hepsi birbirinden güzeller.
Gelelim tarifimize;
Malzemeler

  1. 1 su bardağı arpa şehriye
  2. 1/2 çay bardağı sıvıyağ
  3. 1 tablet et yada tavuk bulyon
  4. 1 yumurta
  5. 1 su bardağı yoğurt
  6. 1 silme yemek kaşığı un
  7. 1 tutam tuz

Yapılışı

  1. Sıvıyağda arpa şehriyeleri pembeleşene kadar kavuralım.
  2. Üzerine kaynamış su koyup, bulyonu ekleyip 5 dk. kadar kaynamaya bırakalım.
  3. Un, yoğurt ve yumurtayı blendırdan geçirelim.
  4. Kaynamakta olan tenceremize yüksekten yavaş yavaş dökelim ve sürekli karıştıralım.
  5. Tuzunu ekleyelim ve özleşene kadar kaynatalım.
  6. Son olarak çorbamız piştikten sonra pul biber ve nane yakarak üzerine ekleyelim.

Afiyet olsun.

25 Mart 2008 Salı

VE İŞTE KIZIMIZ CHİKLET..

Daha önce sizlere bahsetmiştim Chikletten. Gazoz oğlumuza kız istedik diye :) Chiklet henüz 1 aylık. Mini mini bi beybi hamster. Gelin güvey etmek için 3 aylık olmasını bekliyoruz. Yanyana geldiklerinde chiklet gazozdan korkup altını ıslatıyor :) Birbirlerine alışmaları için daha çok zamanımız var anlayacağınız.
Bazı arkadaşlarım belki tiksinebilir resimleri görünce. Hak veriyorum bende öyleydim. Şu an sadece karşıdan kafesinden izlemekle yetiniyorum zaten. Gazoz' un aksine Chiklet o kadar hareketli ve o kadar sevimliki görmeniz lazım onu sevebilmeniz için. Hamster besleyenler ne demek istediğimi anlamıştır. Fare ile aynı kefeye konulmasına kesinlikle karşıyım. Görünüm olarak benzesede çok farklılar. Bunlar çok şirin bi kere.. Ama alıp evinde beslermisin diye sorsanız yanıtım kesinlikle "Hayır" olur.



HOŞGELDİN ELİF BEBEK / HOŞGELDİN GÖKTUĞ BEBEK.



Eşimin büyük halasının kızları Ayten ve Gülten' ciğim iki kız kardeşler. Abla olan Ayten İstanbul dışında, kardeş olan Gülten burada İstanbul' da yaşıyor. Her ikisininde bebek beklediklerini bir iki gün ara ile öğrenmiştik ve şimdi de bir gün ara ile doğum haberlerini aldık. Ayten'ciğim 2. beybisini dünyaya getirdi. Bir oğlu vardı şimdi bir kızı oldu. Elif bebeğe uzun, sağlıklı ömürler diliyorum. Hayırlı evlat olsun inşallah. Gülten' ciğimin ilk beybisi Göktuğ bebek sanada uzun uzun , sağlıklı ömürler nasip etsin Allah.

Analı babalı büyüsünler inşallah. Darısı tüm beybi isteyen ve bekleyenlerin başına..

Sevgiyle kalın.

PAZAR KEYFİ...


Pazar günü anneme kahvaltıya davetliydik. Anneciğim erkenden kalkıp benim çok sevdiğim yalancı ekmek pizzalarından yapmış. Bayat ekmeklerinizi yada tost ekmeklerinizi değerlendirmek için çok uygun bu tarif. Mutlaka hepiniz denemişsinizdir yada duymuşsunuzdur bunu. O an elinizin altında hangi malzeme varsa onları kullanabilirsiniz.

Yapılışı
  1. Dilimlenmiş bayat ekmekleri fırın tepsisine dizin.
  2. Kabukları soyulmuş domates, peynir, 1 yumurta, bir miktar sıvıyağ, çekirdeği alınmış zeytin, salam, sosis vb. malzemelerin hepsini biraz iri kalacak şekilde blendırdan geçirin.
  3. Ekmek dilimlerinizin üzerine kaşık ile eşit şekilde paylaştırın. Önceden ısıtılmış 175 derece fırında kızarana kadar pişirin.

Not: Damak tadınıza göre dilimlerin üzerine doğranmış sucuk ve kaşar koyarakta deneyebilirsiniz.

Afiyet olsun.


Cumartesi gecesi sevgili arkadaşım Derya' ya akşam çayına davetliydik. Derya' cığım ve kızkardeşi bize çok leziz ikramlıklar hazırlamışlardı. Fotoğraf makinem yanımda olmadığından çekemedim. Herşey çok güzeldi ellerinize sağlık kızlar. Aynı akşam yakın bir aile dostumuzun eşinin vefat haberini aldık. Pazar sabahı kahvaltıdan sonra taziye için Beykoz' a geçtik. Gittiğimiz yerde (Burunbahçe) manzara muhteşemdi fakat hava çok sisli olduğundan hiç fotoğraf çekmedim. Merhum Muammer Amca' mızın eşi Emine Teyzeciğime ve çocuklarına, tüm yakınlarına tekrar başsağlığı, geride kalanlara uzun ömürler dilerim.

24 Mart 2008 Pazartesi

MUZLU PASTA # EN GÜZEL PASTA YARIŞMASI 1 # ve PASTAKOLİK ETKİNLİĞİ



Sevgili Sevil' in ev sahibeliğinde gerçekleşen EN GÜZEL PASTA YARIŞMASI 1 ' e bende Muzlu Pasta tarifim ile katıldım. İddialı değilim çünkü çok çok daha güzellerini yapabilirdim. Lakin vakit yetersizliğinden hem en kolay yapılanını hemde kolay yapılmasına rağmen tadına, lezzetine doyum olmayan bu pastayı yapmaya karar verdim. Umarım deneyenler sonucundan en az benim kadar memnun kalırlar. Haydi dostlar pasta yarışmasına buyurun, oylarınızı bekliyoruz.. Ayrıca bu tarifim ile yeni farkettiğim ve bitmeden katılmak istediğim ev sahibeliğini sevgili Özlem' in yaptığı PASTAKOLİK ETKİNLİĞİ' ne de katıldım. Tatlının her türlüsüne aşık olan ve şu sıralar diyette olan ben, sonuçları görünce kendime nasıl hakim olacağım bilemiyorum.. umarım diyet pastalarda yer alır etkinlikte :))
Pastanın yapımını aşama aşama fotoğrafladım, aşağıda sırası ile takip edebilirsiniz.


Malzemeler

  • 1 adet iki katlı pandispanya (Ben sadesini kullanıyorum.)
  • 1 paket muzlu yada çilekli rulo kek (Çikolatalısı ağır oluyor.)
  • 1 poşet muzlu creme ole
  • 1 poşet krem şanti
  • 500 ml süt
  • Dövülmüş ceviz
  • 2 yemek kaşığı bal


Yapılışı
  • Creme ole, krem şanti ve sütü çırpın. Karışımı buzdolabına kaldırıp bir süre soğutun.
  • Kelepçeli kek kalıbınızın tabanına yağlı kağıt serin.
  • Rulo keki dilimleyip kelepçeli kek kalıbının iç tarafına yanyana dizin.
  • Pandispanyanın bir katını kek kalıbına yerleştirin.
  • Kremanın yarısını kekin üzerine yayıp üstüne dilimlenmiş muzları dizin.
  • Pandispanyanın ikinci katını üzerine kapatıp kalan kremayı yayın.
  • Dövülmüş cevizi bolca serpin, kalan muz dilimlerini dizin.
  • Üzerine bir kaç kaşık bal gezdirin. Servis zamanına kadar buzdolabında bekletin.
  • Kelepçeli kalıptan çıkarmadan önce bir bıçak yardımı ile pastanın kenarlarını kalıptan ayırın, kelepçesini çıkarın ve yağlı kağıt ile birlikte servis tabağına alarak dikkatlice altından yağlı kağıdı çekip alın.
Afiyet olsun.

Not: Sevil' ciğim, Özlem' ciğim sizlere çok çok başarılar diliyorum. Sevgiler

21 Mart 2008 Cuma

PORSELEN DEMLİK ÇAY SAATİ ETKİNLİĞİ 19 - MARMELATLI KURABİYE



Sevgili Yeliz' in ev sahibeliğinde gerçekleştirilen # PORSELEN DEMLİK ÇAY SAATİ ETKİNLİĞİ 19 # için hazırladım marmelatlı kurabiyeleri. Etkinliğin konusu çay saati alternatifleri olduğundan hangi tarifi deneyeceğine karar vermek oldukça güç oluyor. Yeliz' e başarılar ve kolaylıklar diliyorum. Layığıyla üstesinden geleceğine eminim.


...............................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................
Malzemeler

  • 1 paket yumuşamış margarin
  • 3 yemek kaşığı pudra şekeri
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 1 yumurta ( sarısı içine beyazı dışına)
  • Aldığı kadar un
  • Üzeri için pudra şekeri yada hindistan cevizi
  • Marmelat - bal - susam

Yapılışı

  • Margarin, pudra şekeri, kabartma tozu, vanilya, bir yumurtanın sarısı ve aldığı kadar unu karıştırıp kulak memesi yumuşaklığında hamur yapıyoruz.
  • Daha sonra avuç içinde yuvarladığımız ceviz büyüklüğündeki hamur topalaklarının ortasını parmağımız ile bastırıyoruz. (ben oklavanın ucu ile yapıyorum bu işlemi)
  • Önce yumurta akına sonrada hindistan cevizine batırıyoruz.
  • 175 derecede rengi değişmeyecek şekilde pişirdikten sonra iyice soğuduğunda ortalarına marmelat yerleştiriyoruz.



Dip not: Ben yumurta akına batırmadım ve hindistan cevizi yerine fırından çıkarır çıkarmaz pudra şekerine buladım. Soğuduklarında göbekleri için ahududu marmelatı ile bal ve kavrulmuş susam kullandım.

19 Mart 2008 Çarşamba

HAYIRLI KANDİLLER OLSUN.


NAZİRENİN HÜNERİ



Eşimin kuzeni, Sevgili Nazire'ciğim burada yayınladığım bazı tarifleri hafta sonu denemiş ve sonuçlarından oldukça memnun kalmış. Fotoğraflarını bizimle paylaştı. Ellerine sağlık canım, hepsi çok güzel görünüyor, eminim ki tatlarıda görüntüleri gibi harika olmuştur.

18 Mart 2008 Salı

MELEĞİM NİŞANLANDI..


Melek, benim üniversitede okurken çalıştığım şirketten arkadaşım. Yıllardır bağımız hiç kopmadı. Aramızda km. ler olsada o hep yanımda oldu, bende onun. Yaz tatillerimizde hep görüştük, hâlâ da öyle.. Canım benim sonunda mutluluğa bir adım attı dilerim sonuda hep böyle güzel bir şekilde gelir.
Meleğim, gülen yüzün hiç asılmasın, herşey gönlünden geçirdiğin ve sahip olmak istediğin gibi olsun. Mutlu olmayı çok çok hakediyorsun.
Tekrar tebrik ediyor, evliliğini ve beybilerinide görebilmeyi diliyorum..

17 Mart 2008 Pazartesi

Ruhumu arındıran şehir - Rumeli Kavağı 16 Mart Pazar

Bugün Anne'ciğimle başbaşa dolaşmak istedi canımız. Kafa kafaya verip Rumeli Kavağı' na gittik... Ben güzeller güzeli şehrimin, İstanbul' umun her yerini çok seviyorum ama sahil kasabalarının, balıkçı teknelerinin yanaştığı liman kıyılarının ve yeşilin bol olduğu yerlerin tadını başka hiçbirşeyde bulamam..
........................................................................
Denizin ve yeşilin kokusunu içimize çektik olabildiğince. Akşam üzeri serinliği ile ürperip, pazartesi sendromuna girmeden önceki tatil günümüzün son saatlerinin tadını çıkardık... sizlere de tavsiye ederim. Tam karşısında Anadolu Kavağı, Yoros kalesi, Hz. Yusa türbesi vs. yer alıyor. Resimlerde kale net olarak görülüyor. Anadolu Kavağınıda çok seviyorum, özellikle Poyraz köyü, balıkçı kasabasını.. Kuzguncuğu, Kanlıcayı, Çengelköyü.. Yakın zamanda A. Kavağını da tekrar ziyaret edip daha önce fotoğrafını çekemediğim yerleri bu defa çekip burada yer vermeyi düşünüyorum..
Sevgiyle kalın..

16 Mart 2008 Pazar

Yoğun geçen 15 Mart Cuma Ertesi

Dün Mısır Çarşı'sındaydım. Kız kardeşim Gazoz' a minicik bir eş getirince ee teyze olarak banada onun eksiklerini tamamlamak düştü :) Gazoz' u biliyorsunuz Hamster' ımız. O'nun artık bir eşi var. Adı Ciklet... Yakında resimlerini ekleyeceğim. Henüz 27 günlük minicik kızımız..yaklaşık 3 aylık kadar olduğunda onlarında beybileri olsun diye çiftleştireceğiz. Henüz kendisi bir beybi olduğundan kıyamıyoruz.

.....................................................................................

Eminönü sonrası sevgili dostum Yasemin' in doğumgününe katıldık. Yasemin'ciğim tekrar güzel ve mutlu yaşlar diliyoruz sana.. Eve dönerken biraz temiz hava almak ve birazda gün içinde yorgun düşen beynimi ve bedenimi dinlendirmek için eşimle sahil boyunca bir dolaşalım istedik. Giderken Serkan ve Aslı ile sevgili oğluşum, canım dostum İbrahim'i de aldık. Onlarla zaman geçirmekten oldukça keyif alıyoruz. Sevgiyi ve dostluğu paylaşabilmek ne güzell... Aslı' cığım bana hediye getirmiş yanında. Canım benim ne kadarda ince.. Çok beğendim çok teşekkür ederim birtanem..

15 Mart 2008 Cumartesi

Yasmin' im iyi ki doğdun bitanem..

..........................................................

Dünyalar tatlısı bir insan.. enerji dolu, sevgi dolu.. hem eşimin kuzeninin eşi, hemde arkadaşım, dostum... Uzun bir ömürle eşliğinde sevdiklerinle beraber sağlıklı, mutlu, bol kazançlı nice yaşlara girmeni dilerim.






Yolu yarıladın sayılır be Yasmin :)




14 Mart 2008 Cuma

MAYALI MİNİK POĞAÇALAR ve CORELLİ' NİN MANDOLİNİ


Hımmm! Her biri birer lokmalık, mis kokulu, yumuşacık poğaçalarım oldu yine dün akşam...
Minik kuşum, tontişim Yasemin' ciğimin doğum günü için hazırladım.

.............................................................................................................Yuvarlak olan poğaçaları ise daha önce aynı hamur malzemeleri ile yapmıştım. Fikir vermesi açısından onuda ekledim.
................................................................................................................................................................................................................................................
..........................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Malzemeler

  • 1 paket oda sıcaklığında yumuşamış margarin (ben ya hüner yada bizim yağ kullanıyorum)
  • 1,5 su bardağı süt
  • 3 adet yumurta ( birinin sarısı üzeri için)
  • 2 adet kesme şeker
  • 1,5 tatlı kaşığı tuz
  • 1 adet yaşmaya (40 gr. lık pakmaya kullanıyorum.)
  • Aldığı kadar un
  • Arzuya göre susam yada çörek otu
İç harcı için

  • 250 gr. böreklik beyaz peynir
  • Çeyrek demet doğranmış maydonoz
Yapılışı
  • Yaşmayayı 1 bardak süte ekleyip üzerine 2 adet kesme şekeri atalım ve ara ara karıştırarak mayanın çözülmesini sağlayalım.
  • Margarin, yumurta, tuz, şeker, süt ve mayalı sütü bir kaba alalım ve karıştıralım.
  • Daha sonra unu ilave ederek ele yapışmayacak kıvamda hamur elde edene kadar iyice yoğuralım.
  • Hamuru çok fazla mayalandırmadan yumruk büyüklüğünde parçalara ayıralım ve her birini sırasıyla servis tabağı büyüklüğünde açalım.
  • İç harcımızdan koyarak rulo şeklinde saralım. Kenarlarındaki fazla kısımları keselim.
  • Ruloyu göz kararı ile istediğimiz boyutlarda birbirine eşit parçalara bölelim.
  • Yağlanmış yada yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizelim ve en az 20 dk. kadar tepside dinlendirelim.
  • Tepside mayalanan poğaçaların üzerine yumurta sarısı sürüp, susam serpelim.
  • Önceden ısıtılmış 150 derece fırında altı ve üstü pembeleşene kadar pişirelim.
Afiyet Olsun.

....................................................................................................................................................................
Poğaçalarım fırında pişerken televizyon başına geçtim. Henüz başlamış olan Corelli' nin Mandolini adlı filmin ilk 5 dk. sını kaçırmış olsamda devamını azimle izledim. Saat gece yarısını geçtiğinde bende uykusuzluktan kendimden geçmiştim artık. Filmi izlerken çekim yerini öylesine merak ettimki sonuna kadar elimden fotoğraf makinasını düşürmeden ara ara begendiğim kareleri çektim. Bugün araştırdığımda Yunanistanın Kefalonya adasında çekildiğini öğrendim. Yuanistanın denizinin, doğasının güzelliği zaten tartışılmaz, bunu dün iyice gözlemledim. Adanın mavisi öyle mavi, yeşili öyle yeşildiki oralarda 3-5 günlüğüne de olsa yaşamak isterdim. Filmi izlerken ve baharında geliyor olmasıyla içimde "tatil tatil " diye tutuşan bir kıvılcım olduğunu hissettim. Nicholas Cage ve Penelope Cruse güzel oynamışlar, yüzleri doğaya çok uymuş. Ben zaman zaman böyle olurum, izlediğimden çok arka plan ile ilgilenirim. Gönlüm oralarda kalır, bulunduğum zaman ve mekandan sıyrılırım :)

13 Mart 2008 Perşembe

BAHAR GELDİİİİ....


9 Mart 2008 Pazar

SAPANCA KAÇAMAĞI

Bu sabah erken saatlerde uyanıp hazırlanıp Sapanca' ya gitmeye niyetimiz vardı ama ne varki bir gece önce geç yatmamızdan ve bilinç altında o günün Pazar olduğunun varolması ile öğleye yakın saatlerde uyandık :) Dün sözleştiğimiz gibi Aslı ve Serkan ile buluşup yola çıktık. Köprü trafiğinde bunaldıktan sonra boş olan yolda keyifle İzmit, Adapazarı ve son durağımız Sapanca' ya ulaştık.. Henüz gidip görmemiş olanlar için Sapanca' dan bir kaç kare..
......................................................................................................................................................................

.......................................................................................................................................................................
Adapazarı' nda yaşayanlar trafikten uzak , temiz caddelere sahip oldukları için kendilerini şanslı saymalılar bence. Önce göl' e bir gözatıp Mangalımızı hazırlayacağımız uygun bir yer aramaya başladık. sapanca sakinlerinin yön desteği ile İl ormanında çok güzel göl manzaralı bir masa bulduk ve yemeğimizi yedik. Oldukça keyifli saatler, güzel hava eşiliğinde iyi ki geldik bunu sık sık yapalım dememizi sağladı.. Oysaki öğle saatlerinde yola çıktığımız için yol gözümüzde büyümüş ve bu saatten sonra pek keyfi olmaz diye düşünerek gitmiştik. yanılmışız. Tam gün batımında göl' e indik. Biraz yürüyüş ve anı fotoğrafı çekimi sonrası çay keyfimizi de tamamlayarak dönüş yoluna koyulduk. Hava iyice karardığında artık evimizde idik. Özetle güzel bir gündü. Baharı ve bahar kaçamaklarını özlediğimizin farkına vardık.. Sıradaki kaçamak Ağva..

08 MART' TAN...


Bugün akşam yemeğini çok sevdiğimiz aile dostumuz Serkan ve eşi Aslı ile birlikte yedik. Her ikiside dünyalar tatlısı insanlar. Serkan eşimin akrabası, Aslı da bu vesile ile hem akrabamız hemde arkadaşımız oluyor. Çok eğlenceli saatler geçirdik. İlerleyen saatlerde havanında güzel olmasının etkisi ile bir pazar gezmesi planı yaptım ve Serkan' larda buna dahil oldular. Pazar günü Sapanca' ya gitmek üzere sözleştik.

Misafirlerim için hazırladıklarımın bir kısmını fotoğraflayabildim. tatlı olarak 16.01.08 de yayınladığım muzlu rulo'yu yaptım. Yeni fotoğraf eklemek yerine o tarihte çekemediğim yapım aşamalarını şimdi çekip o yazıma ekledim. Bakmak isterseniz buyrun http://latilokum.blogspot.com/2008/01/muzlu-rulo.html

Menüde,
Arpa şehriyeli çorba,
Kıymalı bezelye,
Mısırlı pilav,
Tavuk ve mantar kavurma,
Beşamel soslu karnabahar,
Cacık,
Sosisli milföy börek,
Marmelatlı kurabiye
Tatlı olarak baklava ve muzlu rulo vardı.

7 Mart 2008 Cuma

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ...


BOHÇA BÖREĞİ (TALAŞ BÖREĞİ)



Bohça böreği ve puf puf poğaçalarda anneanne' nin günü için yapıldılar. Poğaçalar anneanne' ye, börekler bana ait.. Geç saatlerde acele ile yaptığımdan yapım aşamalarını çekemedim fakat sevgili Simay her adımı gayet başarılı şekilde fotoğraflamış ve bloğunda yayınlamış. Tarifimiz farklı fakat katlama şekilleri için izni ile buradan adım adım nasıl yapıldığını görebilirsiniz.

Malzemeler


  • 1 kg. yufka (5 yufkadan 20 adet börek çıkıyor)
  • Yarım paket margarin veya tereyağı
  • 1,5 - 2 su bardağı süt
  • Yarım demet maydanoz
  • Yarım kg. böreklik beyaz peynir
  • 1 yumurta sarısı (üzeri için)

Yapılışı


  • Margarini tavada eritelim ve içine sütü ekleyerek birlikte kaynamaya yakın ısıtalım. Soğumaya bırakalım.
  • Peyniri ezelim ve yıkanıp doğranmış maydanoz ile karıştıralım.
  • Yufkamızı kuru ve temiz bir zemine serelim.
  • Ilınmış olan sütlü harçtan yufkanın üzerine gezdirelim ve her tarafına yedirelim.
  • Yufkanın karşılıklı 2 kenarını birbiri üstüne gelecek şekilde ortada birleştirelim, daha sonra diğer karşılıklı gelen dar kenarlarıda üst üste gelecek şekilde ortada birleşirerek kare bir yufka elde edelim. bu linkten örneğini görebilirsiniz.
  • Yufkayı + şeklinde dörde bölelim. her bir kare parçanın göbeğine iç harcımızı koyalım. bu linkte örnek var. İnceleyebilirsiniz.
  • Mektup zarfı katlar gibi katlayarak yağlanmış fırın tepsisine ters çevirelim.
  • Tüm yufkaları bu şekilde hazırladıktan sonra böreklerin üzerine yumurta sarısı sürelim ve çörek otu+susam serpelim.
  • önceden ısıtılmış 160 derece fırında üzerleri kızarana kadar pişirelim.

Afiyet olsun.

ISPANAKLI KEK & PASTA

Kimileri kek, kimileri pasta adını veriyor bu yeşil güzeline...
Kremasız sade yapıldığında kek demek daha doğru lakin krema girince işin içine ıspanaklı pasta demek daha çok yakışıyor... Bu pastayı sevgili anneanne' ciğimin günü için bir gece önceden yaptığımdan ertesi gün servis edilirken dilimlenmiş şekli ile fotoğraflayamadım. Son kare kelepçeli kalıpta dolapta beklerken çekildi.

Malzemeler

  • 2 yumurta
  • 1.5 su bardağı toz şeker
  • 2 su bardağı un
  • 1 paket kabartmatozu
  • 1 paket vanilya
  • yarım su bardağı sıvı yağ
  • 200 gr ıspanak ( püre halinde 1 su bardağı)
  • Yarım su bardağı süt


Krem Şanti için

  • 1 paket krem şanti
  • 1 su bardağı soğuk süt

Muhallebi için

  • Yarım lt. süt
  • 1 yumurta
  • 2 tepeleme yemek kaşığı un
  • 1 çay bardağı tozşeker
Yapılışı
  • Ispanakları yıkayıp ve doğrayıp tavada suyunu salana kadar kavuralım.
  • Püre haline getirmek için rondodan geçirelim ya da derin bir kabın içinde mikserle püre haline gelene kadar çırpalım.
  • 1 paket krem şantiyi süt ile hazırlayalım ve kek pişene kadar buzdolabında bekletelim.
  • Yumurta ve şekeri iyice çırpalım. Sonra içine yağ, süt, vanilya, kabartmatozu, ıspanak püresi ve unu ekleyip karıştıralım.
  • Yağlanmış veya tabanına yağlı kağıt konmuş kelepçeli kalıba (tepsi yada borcam da olabilir) dökelim.
  • Önceden ısıtılmış 150 derece fırında 40 dakika pişirelim. (pişip pişmediğini kürdan ile kontrol edebilirsiniz.)
  • Kek pişerken diğer yanda muhallebisini hazırlayalım.
  • Süt, yumurta, un ve şekeri tencemize alıp topak kalmayacak şekilde çırpalım, ve ateşe alıp muhallebi kıvamına gelene kadar sürekli karıştırarak pişirelim.
  • Soğurken sık sık karıştırarak üzerinin kabuk tutmasını önleyelim.
  • Soğuyan kekimizin kenarlarından keselim ve keki yatay olarak ortadan îkiye bölelim.
  • İçinden de bir miktar kek parçaları alıp kenarları ile birlikte robottan geçirelim.
  • Hazırlanmış olan krem şanti ile soğumuş olan muhallebimizi bir kaba alarak mikser ile iyice birbirine karışana kadar çırpalım.
  • Kekin tabanına kremamızın bir kısmını sürelim. Üzerine dilimlenmiş muzlarımızı dizelim.
  • İkinci katını üzerine kapatıp kalan kremayı sıvayalım.
  • Un haline getirilmiş kek parçacıklarını üzerine serpelim.
  • Bir gece buzdolabında bekletelim.

Afiyet Olsun.

4 Mart 2008 Salı

"..."

A mı desem, B mi desem, C mi desem? Ne desem?

Evet efenimm, Şahan Gökbakar söz konusu olur da biz kusur kalırmıyız hiç..Nihayetinde gittik, izledik. Güldük pek çok.. Yer yer gözlerden yaş gelircesine.. "Recep İvedik" tiplemesini film öncesinde de izlediğimiz için filmide merak ediyorduk.. Seri halinde çekileceğinden olsa gerek sonu pek bi anlamsız bitti. İçerik olarak bir konuya hakim olmasada eğlenmek ve gülmek isteyenlere önerilir. Agresifim, kompleksliyimm :)

2 Mart 2008 Pazar

MEYVELİ TART

.................................................................................
Malzemeler

  • 1 paket Dr. Qetker Tart Un
  • 2 yumurta
  • 100 gr. margarin veya tereyağ
  • 2 adet muz
  • 2 adet kivi
  • 1 paket muzlu creme ole
  • 2 su bardağı süt

Yapılışı

  • Dr. Qetker Tart Un' u alıyor, üzerinde yazan tarife birebir uyarak tart hamurunu hazırlıyoruz.
  • Hazırladığımız hamurunu yağlanmış kalıba yayıyoruz.
  • 170 derece önceden ısıtılmış fırında pembeleşinceye kadar yaklaşık 25-30 dk. pişiriyoruz.
  • Fırından çıkınca 15 dk. kadar ılınmasını bekleyip kalıptan tabanı çıkarıyor servis tabağına alıyoruz.
  • Creme ole' yi 2 bardak soğuk sütle karıştırıp mikserle koyu kıvam alana kadar çırpıyoruz.
  • Hazırladığımız dolgu kremasını soğuyan tabana yayıyoruz.
  • Tercih edilen meyveleri verev olarak doğruyoruz. Meyveleri tabana diziyoruz.
  • Üzerine hazırlamış olduğumuz tart jöleyi gezdiriyoruz.
  • Jöle soğuyunca servis yapabilirsiniz.
    Afiyet olsun.

İzleyiciler