12 Kasım 2008 Çarşamba

OLYMPOS - ÇIRALI

Olympos, sahip olduğu tarihsel değerlerinin yanısıra, 3200 metrelik sahili, endemik bitkileri, Caretta Caretta'ları, Chimera'sı, tüm sportif etkinliklere olanak veren muhteşem doğası ve pansiyon olarak kullanılan meşhur ağaç evleri ile tüm dünyada haklı bir üne sahip.Olympos, SİT alanı kapsamında olduğu için antik alan ve çevresinde yapılaşma yasak. Anayoldan portakal ağaçlarının kokusu eşliğinde Olympos'a indiğinizde bungalov tipi ağaç evlerle karşılaşıyorsunuz. Burası gezgincilerin en önemli durağı. Yörede yapılaşma yasak olduğu için konaklama bu ağaç evlerde yapılıyor.

Yörenin en popüler yeri; yurtdışında da oldukça iyi tanınan Kadir's Tree House.





Antik kentin içerisinden yaklaşık 10 dakikalık bir yürüyüş sonunda plaja ulaşabilirsiniz.
Plaja gitmeden önce antik kenti gezmenizi öneririz. Olympos sahili, nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan Caretta Carettaların da üreme alanı. Ayrıca yine bölge yakınlarında bulunan Beydağları Olympos Milli Parkı da dağcılıkla ilgilenenler için ideal bir bölge. Burası yaz sezonu boyunca dağcılık aktivitelerine açık.Doğal güzelliklerinin yanında bir de tarih hazinesi barındırıyor Olympos. Olympos Antik kenti Helenistik Devirde kurulmuş. M.Ö. 100'de birliğin önde gelen ve üç oy hakkına sahip altı şehirden birisi olan Olympos, M.Ö. 1. yüzyılda korsanların yerleşmesiyle eski güzelliğini yitirmeye başlamış. Şehri korsanlardan temizleyen Isaurieus, şehri Roma topraklarına katmış. Aslında oldukça zengin bir ülke olmasına karşın, korsanların saldırıları şehrin fakir düşmesine sebep olmuş. Antik Olympos kenti Tahtalı Dağı'nın güneyinde yer alıyor. Kara ve deniz yoluyla ulaşılabilen şehirde, Geç Roma ve Erken Bizans devrine ait eserler bulunuyor.
Antik devirlerden günümüze kadar gelmeyi başaran mabet kapısı, tiyatro, hamam ve agora görülmeye değer güzellikler. Kent surları ve kuleler ortaçağdan kalma. En ilginç yapı ise Akçay Deresi'nin 150 metre kadar batısında yer alan tapınağa ait kapı.

Chimera / Yanartaş
Tahtalı Dağı'nda yer alan Yanartaş'a ulaştığınızda hoş bir doğa olayıyla karşılaşıyorsunuz. Burada yaz - kış yanan ateşin, bir ejderin ağzından çıktığı dilden dile dolaşsa da, asıl sebebi yanıcı bir gaz. Yeraltından sızan gazın tutuşturduğu Yanartaş'ın oluşumuna dair birçok efsane anlatılıyor.
Alev kusan Chimera'nın Lykia'ya dehşet salması üzerine, Bellerophon kanatlı atı Pegasus'a atladığı gibi canavarı cezalandırmaya koşmuş. Onu öldürüşünün anısına da tanrıçası Athena için bir sunak dikmiş. İşte Batı dillerinde Chimera olarak anılan Yanartaş böyle tutuşmuş. Bir başka efsaneye göre de, bu alevler yeraltındaki atölyesinde metal eriten demirci tanrı Hephaistos'un atölyesinin alevleriymiş.
*Fotoğraflar bana aittir, Yazı Gezikolik.com' dan alıntıdır.
2007 TEMMUZ

Benzer Yazılar



Hiç yorum yok:

İzleyiciler